YAŞAMADIM SAY...

Akşamdan kalma duygularla uyandım

Yorgun bir kış sabahına

Dilimde mazi ezgisinin nakaratı

Sesi ulaşmıyor umudun kulağına

Unutulmuşluğun en yıpratıcı haline yenik

Ve bir o kadar solgun hatıralar şimdi.

Çoktan silinmiş ayak izlerim

Gezindiğim hayat yollarından bir bir

Ne hatırlanır söylediklerim

Ne yadında kalmıştır kimsenin

Değer verdiğim şeyler adına ne varsa

Bilinmez ve merak edilmez

En sevdiğim kitap, şarkı ve şiir

İç dünyama yöneliyor nazarım

Aynı mat renklere teslim

Aynı kasvetli havayla sarılmış çepeçevre

Gözyaşlarımın karıştığı yağmurlar

Kokumu alıp giden rüzgarlar

Hepsi birer yabancı şimdi ruhuma

Ve sen de vazgeç bir emare arama

Üzerine zaman perdesi çekilmiş

İğreti duran varlığıma bu dünyada

Bir yağmurda gözyaşımı

Bir rüzgarda kokumu bulana kadar

Beni hiç yaşamadım say…

HAYALİ VETİRE

Saat gece üçü geçmekte

Sokaklar boş, bedenler hayat yorgunu

Uykuya eşlik edecek huzur aranıyor

Ruhlar ışıksız, sonbahar solgunu

Boş avuçlara yağmur damlıyor

Ancak fark ediliyor derinden

Her dem devam eden besteyi

Saatin farklı bir perdeden terennümü

Her kulak aynı duyuyor

Her gönül farklı hissediyor lakin

Kimi rast, kimi hüzzam, kimi nihavend

Nedamet dökülüyor eğik başlara

Zamanın saçaklarından bir bir

Fermanı şulelenir sokak lambalarının

Sızarlar gecede pencerelerden

Kendi emrine ram edip herşeyi

Bazen korku giydirirler hislere

Bazen yalancı aydınlık sunarlar

Hepsi hayali birer vetire

Saat gece üçü geçmekte

En ışıltılı saltanatını sürüyor

Titrek sokak lambaları

Sessizce… 

GİZ

Hatıraların yaşandığı o dünya
Kaybolmuş gibiydi sislerin içinde
Kıyının bu ıssız yerinden bakınca
Dilimden saklanan hislerin içinde

Bir aks-i seda bulunsada her sese
Tek ses yükselmez derunumdan nedense
Bir hayal, belki bir rüya artık neyse
Yaşar gönüldeki gizlerin içinde

Geçen her sahife-yi ömürde hüsran
Acip değil bu hal, durup düşün bir an
Hangi süruru kendine mülk eder can
Bu harabedeki süslerin içinde

Tahta, bir hüzün kurulur bir sürur
Her feryadın ardından müjde umulur
Kim bilir belki ah-ı sükut duyulur
Daha söylenmemiş sözlerin içinde

BEKLERİM BEN...

Sönse umut kıvılcımları sırasıyla 
Yıkılsa içimde her şey bir ah sedasıyla
Gitse de uzaklara kırlangıç edasıyla
Beklerim ben yine, o gelmese de

Arttırsa da hicranımı attığı her adım,
Silinse de zamanla hatrından yadım,
Hatta unutsa bile benim neydi adım,
Beklerim ben yine, o gelmese de.

Hayale sarılır gönül, gecelerde

Kırık bir umutla yaşar senelerde

Ömür vefa etmezse eğer, mahşerde

Beklerim ben yine, o gelmese de

İSTİSNA

yorgunluk mu yüreğimin sırtına yük

hayır değil,

bıkkınlık mı ruhuma ayak bağı

hiç sanmıyorum

bir garip hale batmış ruhum

göçmen kuşların lisanı lazım tarife

birden parlıyor ve hemen sönüyor

beynimde ardı sıra çakan kıvılcımlar

ancak hatırlıyorum

bir alaca karanlığın ortasında

hayal meyal tüm duygular

kapıyorum gözlerimi

gönüllü karanlık hapsinde

hep sen çıkıyorsun karşıma

ve tek bir cümle oluyor

bu suskunluğuma istisna;

"seni özledim"

lakin vakit geç,

ve uzanmıyor zamanın elleri hayale

bir vuslat ümidiyle mayalanıyor ömür

ama hayır sen değil,

bu saatten sonra ölümdür beklediğim...

ARARKEN

Susun,

Yalnız rüzgar uğultusu dinlemeliyim

Bir de kalemin

Kağıttaki ayak seslerini

Söndürün tüm ışıklarını şehrin

Yıldızlar aydınlatmalı gecemi

Ve zihnim uzaklaşmalı

Kalabalık tüm düşüncelerden

Umuttan beslenmeli duygular

Renkler en belirgin tonda sabitlenmeli

Susun siz de ey sazendeler,

"Es" notasında,

Basılı kalsın çalgınız

Hüzzam makamındaki

İç sesimi dinlerim ben

Şiirimin son mısrasına

Uygun bir kelime ararken...

03.10.2014

SONRA DERSİN...

Ger etmezsen kendine düstur, kanaatı

Dem a dem hased sarar bütün hissiyatı

Od olur, yakar sabıka-yı hasenatı

Sonra dersin, ya leyteni küntü turaba

Geçici dünyadır, ruzi-garına kanma

Hal-i şahanen ebedi sürecek sanma

Hakk’ın sana verdiği imhale aldanma

Sonra dersin, ya leyteni küntü turaba

Zulm ile abadın daim olmaz safası

Sille-yi zecrin hazer et olmaz sadası

Aşketti mi Allah zinhar olmaz devası

Sonra dersin, ya leyteni küntü türaba.

04/04/2014

BİLEMEDİM

Gittin,
Bir kor düşürdün ki içime
Sorma.
Bu halimle ben
Yakardım bu şehri
Hem de baştan başa
Lakin, 
Her şeye sinmiş hatıranı
Ne yapayım bilemedim...

26/09/2014

HUZUR

Siyah gözlerine, kara sürme çekmiş gece

Dağılmış zülüfleri salınır üstüne semanın

Bir hüzme ışıltısından gözlerinin

Sızar gelir içime usulca

Ve aydınlatır gölgelerini

Şiirin ruha şifa zehrini zerkeder kalemim

Beynimin en ince damarlarına

Sakinleşir ruhum, durulur duygu denizim

Bir huzura ererim ki,

Ceylan, en derin uykusuna dalar

Koynunda aslanın...

27/09/2014

GÖZLERİNDE SONABAHAR VARDI

Gönlüm firarda, gönlüm firarda

Ben böyle yalnız kaldım ayazda

Buz kesti içim, soldu duygular

Sorma neden, sorma neden

Gözlerinde senin sonbahar vardı

Aklım firarda aklım firarda

Biçare kaldım bu muammada

Yağdı üstüme türlü belalar

Sorma neden, sorma neden

Gözlerinde senin sonbahar vardı

ETME

Duydum ki, gönlün isteğinden çark ediyorsun, etme

Takılıp düz mantığa, yersiz vehmediyorsun, etme

Batarsa güneşi umudun, karalanır o gönül

Sen gönlü öylece zulmete gark ediyorsun, etme

Kısmışsın sesini duygunun, aklın mecrasındasın

Duygu aleminden, meçhule meylediyorsun, etme

Bir bazar-ı fikirdir bu, hep bulunur güzel-çirkin

Heyhat, sen ne diye çirkini fikrediyorsun, etme

Elbet kişi eder kendine, en büyük fenalığı

Fenalık edip, seni sana terkediyorsun, etme

Takdir-i Hüda, vabestedir gayretine insanın

Sen hayırlısı deyip, hali seyrediyorsun, etme

Kesip çare kalemin, batırdın hüsran hokkasına

Sahifesine gönlün hüznü meşk ediyorsun, etme

ÇAY GÜZELLEMESİ

Bir bardak çaya sığar hayat

Tütsülenir buharında duygular,

Sarar birbirini sıcağında eriyen ruhlar

Tatlanır bazen ve karışır ardından

Yakıcı haline çaredir biraz zaman

Olmaz soğuk hisler gönülde rahat

Bir bardak çayda dalgalanır hayat

Ve sükun bulur sonra usulca

O dem, gönül dostu bulunca

Çay, muhabbetle dem tutar

Ve neyse ki çayın demi var

Hayatın bunca gamına inat