25 Mayıs 2015 Pazartesi

MÜHENDİS BEY (Hiciv)

İlm-i hendese öğretmez insana herşeyi
Hem öğrenir insan herkesten bir şeyi
Fikrin cinsi yok, küçük görme kimseyi
Küçük dağlar senin değil Mühendis Bey

Senden mi öğreneceğim deme insaf et
Eşe-dosta sormak kusur değil elbet
Kaybetmezsin bir şey, istişare et
Akıl akıldan üstün, bil Mühendis Bey

Kemal, kusurun görüp haddin bilmektir
Afet-i insan kendin üstün görmektir
Ham ruh kelamı biliyorum demektir
Fikr-i fesadı serden sil Mühendis Bey

SEN GİBİ

Çırılçıplak bir umut koynumda
Tüm darbelere açık, yıpranmış ve yorgun
Şiirlerin bile tadı yok şimdilerde
Ya bende bir şey var, mana sorunsalı gibi
Yahut geçen zamanda biraz mazi problemi
Ya da büyük bir şeyler eksik hayatımda 
Tıpkı sen gibi...

6 Mayıs 2015 Çarşamba

İSTANBUL GEZİNTİSİ

Sığınıp asırlık bir çınar gölgesine
Tarabya yorgunluğunu boşaltıyorum
Sönük ciğerlerimden nefes nefes
Ellerinden tutuyor ruhumun rüzgar
Köprüler kuruyor boş bakışlarım
Serin Emirgan’dan, yeşil Kanlıca’ya
Kim bilir belki seni arıyordur
Boğaz’ın aynasından yansıyıp
Arz-ı endam eden renk cümbüşü ortasında
Aslında baksan sen de görürsün hala
Üsküdar kalabalığında ayak izlerimi
Oradan Harem’e uzanır giderim
Haremimdeki hayalinle beraber
Oturup Kadıköy sahilinde söyleşirim
Çayın tütsülenen dumanı eşliğinde
Söndürürüz güneşi Sarayburnu’nda
Ve ay gözlerinden doğar geceye.