Bir gün, bir
adam bir kadın sevdi
Güneş şuası
saçları bukle bukle
Bahara
rengini veren gözleri ela
Yaz
sabahları kadar aydın çehresi
Gözlerindeki
ışıltı yıldız sağanağı
Bir kadın
sevdi adam ama gizlice
Asırlık
köhne bir sırrı saklar gibi
Sustu adam,
derin sükûta durdu dili
Toprak altındaki
cevherler gibi
Mahzen etti
duygulara kalbini
Adam bir gün
bir kadın hayal etti
Aynı saç,
aynı yüz hem aynıydı gözleri
Rengârenk
boyandı hem birden,
Gecenin
şebreng atlas perdesi.
Kurduğu hayalin
sıcak koynunda
Daldı adam,
huzurlu bir uykuya
Bir rüya
gördü adam, hem nasıl bir rüya
Ya mavisi ya
kendisi başkaydı semanın
Bülbülleri
susmuş, güller dile gelmiş.
Buluttandı
yolları bu garip dünyanın
Neden sonra,
adam bakıp kaldığı yerde
Elindeki
yeşil taşlarla kendisini gördü kadının.
Ve sonra
başka bir sabaha uyandı adam.
Ruhu henüz
üstünden inmemişti bulutların.
Bir gün bir
kadın, bir adam sevdi
Geçip
karşısına adamın “seviyorum“ dedi
Adam almadı
üzerine bu sevgiyi, sustu.
Kadını
şaşkınlığa, kendini yalnızlığa mahkûm etti.
Bir gün, bir
adam bir kadını terk etti.
Aynı saç,
aynı yüz hem aynıydı gözleri.
Adam yarım
bırakarak bu hikâyeyi, gitti.
Kendi bile sebebini
bilmiyordu hâlbuki.